BİR:Bu bir parti meselesi değil. Bu, Türkiye’nin bekası için, güçlenmesi ve demokratikleşmesi için gerek şart olan bir yapısal zorunluluk.
İKİ:Bu bir rejim değişikliği değil, bir sistem değişikliği. Egemenliğin kullanımında herhangi bir değişiklik olmuyor çünkü. Bilakis üç erkin oluşumunda daegemenlik hakkı Millet’e teslim ediliyor.
ÜÇ:Yasama ve yürütme organları meşruiyetini doğrudan halktan alacağı için “kuvvetler ayrılığı ilkesi” Cumhuriyet tarihimiz boyunca ilk kez gerçek manada hayata geçecek.
DÖRT:Cumhurbaşkanlığı makamı ile başbakanlık makamı birleştirilerek yetkili ve sorumlu yeni bir cumhurbaşkanlığı statüsü oluşturulacak. Bu sayede vesayetin bekası için dağıtılmış “rejim bekçisi cumhurbaşkanı” ve “hükmedemeyen hükümet” rolleri son bulacak.
BEŞ:Koalisyonlar dönemi kapanacak. Seçim yapıldığı halde ülkenin hükümetsiz kaldığı, partiler arası istikşafi görüşmelerin, pazarlıkların sürdüğü, yatırımcıların kaçtığı, terörün azdığı ve göğümüzde leş kargalarının dolaşmaya başladığı dönemler tarih olacak. Seçim akşamı hükümeti kimin kuracağı belli olacak.
ALTI:Güçlü vesayet – zayıf siyaset dönemi bitecek. Koalisyonlar tarih olacağı için Güneş Motel modeli vekil satışına çıkan ya da 367 rezilliğindeki gibi ANAP-DYP kalıntılarına iş yaptıran vesayet odakları bir daha TBMM’ye musallat olamayacak.