Seçilme yaşının 25’ten 18’e indirilmesiyle ilgili kafaların karıştığı anlaşılıyor. Bunu etraflıca açmakta fayda var o yüzden.
Öncelikle seçilme yaşının 18’e indirilmesi, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ilgilendiren bir konu değil. Çünkü yürütmenin konusu değil. Yasama organını güçlendirme, temsilde adaleti genişletme amacıyla pakete konulmuş.
Bilindiği gibi 1876 Kanuni Esasi’de 30 olarak belirlenen seçilme yaşı 2006’da AK Parti’nin önerisiyle 25 yaşa indirilmiş ve nüfusun önemli bir kesimini oluşturan gençler parlamentoda temsil imkânı bulabilmişti. Kısa süren bir istisna olarak 1960 darbesinin ardından oluşturulan kurucu mecliste Oktay Ekşi, Altan Öymen gibi birkaç isim darbecilerin öncülüğünde 30 yaşın altındayken vekil yapıldılar.
Yürürlükteki sistemde gençler 18 yaşında seçmeye başlıyor ama seçilme hakkına ancak 25 yaşında kavuşuyor. Seçme ve seçilme yaşı arasındaki o fark kapatılıyor şimdi.
Kanunlar nezdinde evlenmek, askere gitmek, vergi vermek, suç işlemişse cezasını çekmek konusunda yeterli derece yetişkin bulunan bir gencin, temsil yeterliliğine sahip olmadığını iddia etme komikliği nihayet son buluyor. Bir çifte standart daha ortadan kaldırılıyor.
***
Avrupa ile Türkiye arasındaki fark da kapanıyor böylece.
Hâlihazırda dünyada 51 ülkede seçilme yaşı 18. Avrupa ülkeleri arasında en yaygın yaş 18. Üstelik AB üyesi ülkelerin yaş ortalaması 41.5 iken.(Avrupa’nın en yaşlı ülkesi Almanya bu arada, yaş ortalaması 45!). Hal böyleykenAlmanya’da seçilme yaşı 18. Avusturya, Fransa, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İsviçre, Macaristan, Norveç, Portekiz'de de öyle.
Türkiye’de ise hâlihazırda 7.5 milyon genç var 18-25 yaş aralığında bulunan ve temsil edilmeyen. Nüfusun neredeyse 10’da 1’i demek bu.