CHP öneri sunmak ve konuşmak yerine, masaya oturmak için dahi şart koştuğu ve ret siyaseti güttüğü için Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaya başlayamadan kadük oldu.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın çabaları da
sonuç verecek gibi görünmüyor.
Zaten AK Parti kurmayları B planını realize etmek için kolları çoktan sıvamış durumda.
Dün Star gazetesinde okuduğunuz gibi Başbakan yardımcısı, Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş durumu gayet güzel kristalize etti: “Komisyon yapamazsa dört yıl beklemeyiz. Önce Meclis’e sonra Millet’e gideriz.”
Bu kararlılık önemli.
Muhalefetin çözüm üretmeyen, üretilen çözümleri baltalamayı amaçlayan yanlış siyaseti nedeniyle Meclis’in bir kez daha anayasa yapamamasına tahammülü yok çünkü toplumun. Özellikle de AK Parti tabanının.
1982’de beş generalin arzusuyla yapılan darbe anayasasıyla yönetilmenin ağırlığını ve utancını daha fazla taşımak istemiyor artık Türkiye.
1808 tarihli ilk anayasal belge olan Sened-i İttifak’tan bu yana önemli bir anayasa tecrübesi var bu toprakların. 82’den bu yana farklı partilerin, STK’ların, üniversitelerin, sendikaların yaptığı anayasa taslaklarından oluşan büyük bir külliyata da sahip Türkiye.
Yasamanın işi ana-yasa yapmaktır
Lakin en temel işi “yasa yapmak” olan Yasama Meclisi’nin üzerinde bir atalet, bir özgüvensizlik, bir beceriksizlik hali de var.