Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurularını değerlendirerek salıverdiği Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül, yargılamanın bundan sonraki safhalarında tutuksuz yargılanacaklar. Siyasi boyutları olan önceki davalar gibi bu dava için de benim başından beri kanaatim, genel kaide aslında: “Tutuksuz yargılama esas, tutukluluk istisnaidir, lüzum görülmedikçe sanıklar tutuksuz yargılanabilir.” Lakin Dündar’ın salıverilme anında kameralara karşı kurduğu “hesap verecekler” ve “Erdoğan’a doğum günü hediyesi vermek istedik” cümlelerindeki; daha sonra bir televizyon kanalında “bizim için tekrar cezaevi gibi bir süreç mümkün değil” iddiasındaki kifayetsiz küstahlığı bir yana koyarsanız, güvendiği şeyin ne hukuk ne de gazetecilik olmadığını anlarsınız. Şımarıklığın kaynağı muhtemeldir ki gözden düşmüş bir romantik Kemalisti ve köklü bir ulusalcı-Kemalist gazeteyi –bile- ele geçirip Türkiye’ye karşı operasyon yapabilen Fethullah Gülen yapılanmasıdır. Esasen ise MİT TIR'larına operasyon yapan istihbarat örgütü hangi ülkeye-ülkelere aitse onlardandır.