Yıllarca dünya görüşleri, meselelere bakışları, dertleri, istikametleri birbirine yakın diye ülkenin milli medyasına, muteber gazetecilerine saldırdılar.
“Yandaş” dediler. İftiralar attılar, etiketlediler, aşağılamaya kalktılar.
Üstelik Erdoğan’ın 1994’ten başlayan, AK Parti’nin 2002’den beri kesintisiz süren seçim ve yönetim başarısına rağmen yapabildiler bunu.
O kadar ileri gittiler ki iktidara gelirlerse ülkenin demokrat, vatansever medyasına el koyacakları tehdidini bile savurdular.
Eh, iktidara gelemedikleri için devamı da gelemedi bu tehdidin.
HDP’nin oyunu İyi Parti’ye, Saadet’in oyunu CHP’ye ekleyerek elde ettikleri belediyelerin kaynaklarını ise el çabukluğu marifet kendi yandaş medyalarına akıtmayı, ölçüsüz övgüler düzdürmeyi başardılar ama.