Tecavüzün partisi elbette olmaz. Her partide, her toplulukta, her grupta başka bir insanın canına, malına, ırzına tasallut eden birileri ne yazık ki olabilir. Önemli olan bunun olmasının, yaygınlaşmasının, normalleşmesinin yahut örtbas edilerek mağdurun bir de böyle mağdur edilmesinin, tecavüzcünün bu yolla ödüllendirilmemesinin önüne geçip geçmediğinizdir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde peş peşe ortaya çıkan ve artık yargının konusu olan taciz-tecavüz vakalarına da bu ölçü üzerinden bakmak gerekir. Nitekim takip ettiğim kadarıyla CHP’deki tecavüz-taciz vakalarına da kahir ekseriyetle böyle bakıldı. İnsaf dairesinde kalındı, rezerv konuldu. Mağdur kadınlara değil olması gerektiği gibi tecavüzcülere ve parti yönetimine hesap soruldu. Yıllar yılı bu zihniyetteki insanların dindar-muhafazakar insanlar hakkında yaratmak istediği algının mesnedindeki gibi kimse mağdurlar için “o saatte orada ne işi varmış”, “niye mini etek giymiş” vesaire demedi. Mağdurun haklarının korunması, tecavüzcünün toplum önünde ifşa edilmesi, yargıda hesap sorulması gerektiği vurgulandı.