Ana muhalefet partisi 16 Nisan’dan beri zor günler geçirmekte. Kamuoyuna genel başkanlık-tek adamlık tartışması gibi yansısa da karara bağlanması ve çözülmesi gereken başka ivedi sorunları var Cumhuriyet Halk Partisi’nin.
Bunların ilkini, 16 Nisan sonuçlarına nasıl bakılacağı oluşturuyor.
Sandığı meşru görmek ya da görmemek…CHP’nin bitmeyen ikilemi.
Selin Sayek Böke’nin istifa metnine de yansıdığı üzere parti içi-dışı huzursuzluğun son sebeplerinden biri.
Bir dizi soru da sökün ediyor haliyle: Eğer sonuçlar gerçek değilse, evetler değil hayırlar anayasal ölçü olan yüzde 50+1 çıktı ise neden parti yönetimi oylamanın hemen akabinde net tavır koymadı? Bilakis Kılıçdaroğlu Meclis grubunun ve basının önüne çıkıp ancak sonuçları kabul eden birinin yapabileceği türden konuşmalar yaptı?
Neden parti sözcüsü Böke’nin ağzından “sine-i millete gideriz” tehdidini savurup bir saat sonra yalanlandı?
Bir buçuk milyonluk oy farkı azımsanmıyor ama hileli olduğu iddia ediliyorsa, en azından yarısından bir fazlasına örneklik teşkil etsin diye bir miktar hile belgesi sunması gerekmez mi iddia sahibinin?