Elindeki kanı yıkamış HDP eş genel başkanı Demirtaş, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda. 7 Haziran’dan önce PKK’nın terör vaadini kamufle etmek için HDP’ye sazlı sözlü seçim kumpanyaları düzenleyen medya nicedir görmezden gelmekteydi kendilerini. Can Dündar’ın yönettiği Cumhuriyet, Kemalist-Cumhuriyetçi okurlarını HDP-PKK hattının gelecek planları konusunda bilgilendirerek çok önemli bir boşluğu doldurmuş. Serok Demirtaş’ın CHP seçmeninden oluşan özel ve endişeli okur kitlesine CHP’yi şikayet etmesi ve bir söylenti üzerinden parti yönetimini yalancılıkla suçlaması da doğrusu hoş olmuş. *** Dokunulmazlık tartışması üzerine kurulu hayli uzun röportajda asıl sorulması gereken soru sorulmamış ama nedense. Ya röportajı yapan arkadaşımız Selin Ongun ıskalamış bu en temel soruyu ya o sormuş ama cevap yayınlanmamış. O soru HDP’nin dokunulmazlık konusunda değişen tavrıdır: “HDP 29 Temmuz 2015 günü 80 milletvekilinin imzasıyla kendi dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis Başkanlığına dilekçe vermişti. Tavrı bir meydan okumaydı. Aynı HDP şimdi neden tüm siyasetini aksi yönde kuruyor ve yargılanmaktan kaçıyor?” Bunu sormayan röportaj, sorgulamayan analiz baştan sakat demektir. Nitekim ilk düğme yanlış iliklenince Demirtaş’ın tüm söyledikleri de aynı sakatlık içinde çarpılıyor bükülüyor ve konuşmayı–kasıtla ya da değil- bir algı yamultma girişimine dönüştürüyor.