Fetullahçı terör örgütüne mensup olan ve darbe dahil operasyonlarda görev alanların bazıları itirafçı oldu, ortaokulda Gülen’in dershanelerine adım attıkları günden başlayarak her şeyi anlatıyorlar. Darbe olana kadar FETÖ’nün kurumlarında çalışıp Türkiye’yi işgal hedefine hizmet edenlerse ifadelerinde “FETÖ’yü 15 Temmuz gecesi anladım” diyorlar.
Ya gerçekten ahmaklar ya yalan söylüyorlar!
Devletin istihbarat bilgilerine sahip olanlar için süreç farklı işlemiş olabilir ama kamuoyuna açık bilgilerle hareket eden sıradan insanlar için bile “ayılma” ve “tutum alma” tarihi en azından üç-dört yıl öncesidir.
Ocak 2012’de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u gözaltına alan FETÖ’nün 7 Şubat’ta da MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelmesinin hedef ve cüret boyutları azımsanacak cinsten miydi? Ki, aynı yapının 17-25 Aralık’ta yolsuzluk ambalajıyla devreye soktuğu montaj-kumpas-şantaj sacayağında Erdoğan’ı bitirmek, hükümeti düşürmek ve böylece Türkiye’nin omurgasını kırmak istediği anlaşılamasın?
Bu kadar somut bir durumu anlamamak için ahmak olmak gerekir.
Yolsuzluk iddiasının FETÖ darbesini kamufle etmek için giydirildiğini görmeyip hala kendine gazeteci, akademisyen, siyasetçi vesaire diyenler hiç kusura bakmasınlar o yüzden.
Devlet içindeki paralel yapının örtüsü perde perde kalktığı ve örgütün pek çok olaydaki kanlı-kirli eli görüldüğü halde FETÖ’nün ülkeyi işgale kalkıştığını görmemekte ısrar edenler; bunu görüp de sırf devlet düşmanlığından, Erdoğan nefretinden dolayı başını çevirenler; yahut FETÖ gücüne ram olup oradan nemalanmak gibi süfli hedeflerle yaklaşanlar saygı ilgi falan beklemesin kamuoyundan. “Biz de bu esnada bağımsız devletimizi kurarız” diye fırsatçılık yapmaya kalkan PKK taraftarlarının terörle mücadele dışında muhatap alınma şansları ise hiç yok.