Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki 17 Şubat günü Ankara’nın kalbine yapılan terör saldırısının arkasında Rusya-İran-Esed’den oluşan savaş bloku var. Pasif destek de ABD’den. Bu blok saldırıyı DAEŞ’e yaptırmış olsaydı da bir şey değişmeyecekti. DAEŞ de YPG de basit birer aparat çünkü onlar için. Rusya’nın 3.500 km uzaklıktan gelip Suriye’de bilfiil savaşa girdiği günden bu yana sahada iki grup güçlendi. Katil Esed ve terörist PKK-YPG. İki yılda itina ile yaratıklandırılan ve Suriye’ye girmek isteyenler için en kullanışlı mazeret olan DAEŞ ise bir milim dahi zayıflamadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nın açıkladığı gibi Rusya, Suriye’de 2700’den fazla sorti yaptı ama ne hikmetse bu sortilerin sadece yüzde 10’u DAEŞ hedeflerineydi. Yüzde 90’ı ise Türkmenlere, ılımlı muhaliflere, sivillere. Suriye Tıbbi Yardım Örgütleri Birliği geçen hafta yaptığı açıklamada “Rusya ve Esed güçleri bölge halkını göçe zorlamak için özellikle hastaneleri vuruyor. Kadınları ve çocukları hedef seçmesinin nedeni bu. Şu ana kadar 171 hastane yok edildi. Son iki haftada 17 hastane ve iki okul vuruldu.”