İstanbul Sözleşmesi etrafında koparılan tartışma giderek “siyasi operasyona” dönüşüyor.
İfratla tefrit, iftirayla iddia, hassasiyetle husumet arasında salınan sarkaç öyle hızlandı ve öyle olmadık yerlere savruldu ki bir an evvel toparlanmazsak canımız daha da yanacak.
Önce sakin olalım, lütfen.
Ortaya atılan iddiaların, sloganların içeriğini ve gerçeğini teker teker ve sebep-sonuç ilişkisiyle değerlendirmek zorundayız.
Aksi halde Türkiye, en ünlü markamız, gözbebeğimiz İstanbul’un adını alan sözleşmeden çekilse de çekilmese de iki yönlü hasar alacak. En fenası ve telafi edilemez olanı ise asıl meseleye, kadına yönelik şiddete odaklanamadığımız için kaybettiğimiz canların, canı yakılan kadınların vebali olacak.
***İnsan eliyle, idrakiyle üretilen her metin eleştirilebilir, noksanlık, yanlışlık atfedilebilir. Her hukuki metin adil de olmayabilir. Nitekim İstanbul Sözleşmesi’ne yöneli