1990 yılında üniversite eğitimi için Eskişehir’den İstanbul’a geldiğimde, İstanbul’u SHP’li Nurettin Sözen yönetiyordu. SHP, dönemin CHP’si idi ve İstanbul bütün muhteşemliğine rağmen kelimenin tam anlamıyla vahşi bir şehirdi.
Öğrenci evimiz Ümraniye Atakent’te, okulum (Marmara İletişim) Harbiye’de olduğu için her gün giderken üç, dönerken üç otobüse biner, duraklarda uzayıp giden kuyruklarda saatlerce bekler, mecburen kalabalık otobüslere biner ve gerçekten çok yorulurdum. Egzoz dumanından boğazımın yandığını, beklemekten yıldığımı, dur-kalk yapa yapa kaplumbağa hızıyla ancak ilerleyen otobüste askılıklara tutunmaktan avuç içlerimin su topladığını dün gibi hatırlıyorum.
Sular akmazdı İstanbul’da. Bulaşıklar elde yıkanır, çamaşırlar -sular gittiği ve