Bugün 12 Ekim 2016. 15 Temmuz darbe/işgal girişiminin üzerinden daha üç ay bile geçmedi. Ne tehlike geçti, ne travma atlatıldı.
Şehitlerin kokusu evlerinden uçmadı, yetim kalan çocukları henüz susmadı.
Yaraları iyileşmeyen gazilerimiz var. Bir uzvunu kaybedenler, yaşadıkları kayba üzülmüyor belki ama olmayan kolun bacağın sızısını duyuyor hala.
Hal böyleyken; FETÖ’ye karşı yürütülen hukuki-idari mücadeleyi lekelemek amacıyla bir kampanya örgütlenmekte. CHP bu işin başını çekiyor ve FETÖ’cüleri değil FETÖ ile mücadele edenleri suçluyor!
Kılıçdaroğlu dün grup toplantısında aynen bunu yaptı. Hükümeti kastederek “darbe fırsatçılığı yapıyorlar” dedi.
Bu, sadece yanlış bir siyasi söylem, sıradan bir iddia değildir. İftira da değildir. FETÖ’ye açık destektir.
FETÖ’nün maskesinin düştüğü MİT krizi ve 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra CHP’nin Gülen terör örgütüyle girdiği çıkar ilişkisinin 15 Temmuz’dan sonra da devam ettiğinin göstergesidir.
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP bunu ya küçük siyasi çıkarları için yapıyor, ya CHP’deki kripto FETÖ’cülerin etkisiyle. Veya Deniz Baykal’ı kurduğu bel altı kumpasla yerinden eden FETÖ’ye genel başkan koltuğunu borçlu olduğu için. Henüz açığa çıkmamış başka bir mecburiyet de olabilir. Neticede bu durumun kafa karışıklığından ibaret olduğu zannı zayıflıyor.
Neticede şu artık net: Kılıçdaroğlu CHP’si, yeni nesil terör örgütlerinin yapılanma ve işleyiş düzeneğini göremiyor. FETÖ’nün Atatürk’ün Nutuk’ta işaret ettiği sofistike işgal örgütü olduğu gerçeği kafalara bir türlü dank etmiyor. Düz mantık dışında jeton düşmüyor!