Bilginin matbaanın icadıyla beraber kaynaktan hedefe doğru tek yönlü aktarıldığını, dolayısıyla zamanla kitle iletişim araçlarını ellerinde tutan güçlerin bilginin dolaşımında, mesajın oluşturulmasında ve haliyle algı/etki oluşumunda sarsılmaz şekilde söz sahibi olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Kitle iletişimi, kültürel/siyasal etkileşimin ayrılmaz bir parçası, daha doğru ifadeyle aracı haline geldi 20. yüzyılda.
Bugün ise teknolojinin sağladığı yeni imkanlarla yeni bir medya düzeninin eşiğindeyiz, hatta içindeyiz artık. Değişim kaçınılmaz, geri döndürülemez biçimde başladı çünkü.
Dijitalleşme, internetin hızlanması ve yaygınlaşması sayesinde bildiğimiz manada “kitle iletişimi” kavramı paramparça oldu.