Yüzde 1’lik dilimlerin ilk kez bu kadar önem kazandığı bir seçime doğru gidiyoruz. Yüzde 1’ler hatta çeyrekler, partilerin alacağı oyu, dolayısıyla TBMM’deki sandalye sayısını belirleyecek. Ve Meclis’ten nasıl bir hükümetin çıkacağını elbette.
İşte bu nedenle tarihi öneme sahip 7 Haziran. Türkiye’nin kaderini değiştirme potansiyeli taşıyor çünkü.
AK Parti yönetiminde siyasi ekonomik istikrarın sürdüğü, çözüm sürecinin tamamlandığı, ilk sivil anayasanın yapıldığı, idari sistemdeki karmaşanın giderildiği, 2023 hedeflerinin tutturulduğu tam bağımsız, güçlü, özgüvenli ve huzurlu bir ülke olarak yoluna devam edebilir Türkiye.
Ama malum, bir ihtimal daha var: Koalisyon. AK Parti’nin zayıfladığı ve muhalefet partilerinin koalisyon hükümeti kurduğu bir döneme de uyanabiliriz 8 Haziran sabahı.
Bakanlıkların partiler arasında paylaşıldığı, kararların alınamadığı, alınan kararların icra edilemediği, mevcut politikalara itirazı olanların diğerleri üzerinde baskı kurmak, hükümeti yıkma tehdidi savurmak gibi yöntemlerle o politikayı sonlandırdığı, ekonominin tepetaklak gittiği, IMF’nin yeniden kapımızda belirdiği bir dönem olacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Tahmine de gerek yok zaten, yaşanmışı var. Koalisyon dönemlerinin enkazı 13 yılda kaldırılabilmiş değil.