Cumhuriyet Halk Partisi anayasa değişikliğiyle ilgili yanılsama yaratan ikili bir strateji güdüyor. Üstünü ilk kez örttüğü bir nokta hariç- kendi içinde bütünlülük ve netlik arz eden bir politika bu.
Yeni yasama döneminin başından, yani MHP lideri Bahçeli’nin AK Parti’ye “hükümet sistemi teklifinizi getirin görüşelim” dediği Ekim 2016’dan beri “olmaz, yaptırmayız” diyor CHP.
“Yaptırmayız” keskinliği keşke sadece siyasi kararlılık ifadesi olsaydı ama değil. CHP sözcüleri gibi Kılıçdaroğlu da defalarca bazen mealen bazen doğrudan “kan dökmeden yapamazsınız”, “iç savaş çıkar”, “milletvekilleri gerekirse bedensel bedel öder” diyerek siyasi alanı tehdit etti çünkü.
Önce Anayasa Komisyonu’nda sonra Meclis Genel Kurul’unda saldırgan ve ısırgan bir tutum sergileyerek dediğini yaptı da.
Daha önce de yazdım. CHP’nin izlediği strateji hiç orjinal değil. Söylem olarak da, eylem olarak da, ikici el.
HDP’nin 2015 başında “seni başkan yaptırmayacağız” diyerek meydan okuyuşunu taklit ediyor. PKK’nın 2015 yazında aynı söylemlerle ortalığı nasıl kana boyadığı ise herkesçe malum.
Bunun öncesi de var elbette. 2010 sonrasında PKK’nın “diktatör Erdoğan”, FETÖ’nün “Yezid Erdoğan” şeytanlaştırmalarını hatırlayın. Gezi’deki korkunç sloganları hatırlayın. Ve sonra FETÖ, PKK, DEAŞ ve DHKP-C’nin rol alışını.
CHP’nin ağzındaki, terör örgütlerinin çiğneyip tükürdüğü kanlı “yaptırmayacağız” sakızıdır.
***
Başından beri aynı argümanları kullanıyor CHP. “Rejimi değiştiriyorlar!” iddiası en önemli motto. Öyle görülüyor ki referandum stratejisini de bunun üzerine kuracak CHP.
Lakin bir ülkedeki siyasal rejimi belirleyen temel kriteri el çabukluğu marifet, gözden kaçırmak mümkün müdür? Sandık halkın önüne geldiği müddetçe aksini iddia edebilir misiniz? Etseniz inandırıcı olabilir misiniz?