AK Parti’nin başlıkta yer alan eski seçim sloganı, yaşananlara dair en ince ve en isabetli analiz belki de. İktidar partisinde bir çırpıda olup bitenleri de muhalefet partilerinde aylar yıllardır tartışılıp sonuçlanmayan meseleleri de özetlemeye muktedir çünkü.
Malum MHP, kendi kongresini kendi hukukuna göre yapamadığı için “mahkemeye düştü”. “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” sloganıyla taltif edilegelmiş Devlet Bahçeli, koltuğuna göz dikenlerle “baş paralel” ithamıyla baş etmeye uğraşıyor.
Muhaliflerin başvurusuyla atanan “kayyum”un kararına itiraz eden genel merkezin gözü Yargıtay’da... Yargıtay’ın eli kulağında... Ama yürütmeyi durdurma kararı veren Tosya Mahkemesi dün itibariyle “yürütmeyi tedbiren durdurma kararını kaldırdığını” açıkladı.
“Ben başbakan olacağım” diye meydana çıkan adayla ilgili bir iç hukuk süreci var, Akşener partiden ihraç edilecek mi, bilinmiyor.
Diğer aday Oğan partiden daha önce ihraç edilmişti, partiye dönebilecek mi, bilinmiyor.
Kongre 15 Mayıs’ta yapılırsa Bahçeli “yok hükmünde” dediği kongreye gelip yarışacak mı, bilinmiyor.
Muhaliflerin hırsını, Fethullah Gülen’in MHP’yi ele geçirme operasyonu olarak niteleyen parti yönetimi, iddiasını ve imalarını delillerle somutlaştıracak mı, o da bilinmiyor...
***
Dün grup toplantısında coşku doluydu CHP Genel Başkanı. İktidara layık görülmüş bir parti lideri nasıl kıvanç dolarsa, öyleydi sanki. Ama hayır, ne partisinin herhangi bir siyasi başarısı, ne kendisinin liderlik hikayesiydi onu böyle cıvıldatan.
Bilirsiniz; Kemal Bey beş yılda altı seçim kaybetmeyi başarmış bir genel başkan.
Ama olsun, iddiasını da sürdürüyor!
Dün mesela “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları arasında Erdoğan’ı tehdit ediyor ve “Meclis’te son CHP’li kalsa da sen başkan olamayacaksın” diyordu Kemal Bey. Müjdeyi twitter’da ilk PKK ve Gülen medyası duyurdu.