Öncelikle inançla. Türkiye’ye, birbirimize, birliğimize dirliğimize ve ortak iyiliğimize duyduğumuz inançla bitireceğiz terörü. Tüm kalbimle, inanarak söylüyorum bunu.
Terörün saldırdığı ilk değer budur zira. Nihai hedef sonra gelir.
Üretilen şiddetten daha büyük bir dehşet duygusu yaratmak, yaymak ve o korkuyla herkesi ve saldırdığı ülkeyi esir almak ister terör.
O yüzden en çok kendimize, birbirimize, ortak geleceğimize inanacağız.
Hiyerarşinin tepesinden temeline, canı pahasına terörle mücadele eden başkomutandan askerimize, polisimize ve tüm güvenlik güçlerimize güveneceğiz. Onlara ve ailelerine destek olacağız. Hayır duamızı eksik etmeyeceğiz üzerlerinden.
Her an canları pahasına bir mücadele içindeler çünkü onlar. Aileleri bu bilgiyle, endişeyle yaşıyor ve özellikle bugünlerde, evlerine sağ salim dönmelerini bekliyor sevdiklerinin.
Israrla silah bırakmayan bir terör örgütü varsa karşınızda ve ateşkes bozup elindeki silahı kafanıza dayıyorsa, sivillerin arasına karışıp “devrimci halk savaşı” çıkarıyorsa yapacak tek şey var demektir. Anladığı dilden konuşacak ve belini kıracaksınız onun.
Yaşama hakkı başta olmak üzere vatandaşlarının tüm hak ve özgürlüklerini korumak, toplumu tehdit eden tüm suçluların cezalarını hukuk içinde vermek devletin tartışmasız görevidir.
Sivillerin canını hakkını savunan askerin polisin canının bedava olduğu sonucunu çıkarmasın kimse buradan. Üniforma içinde olmak, silah taşıyor olmak onları kapsam dışına çıkarmaz. Bilakis ayaklarına taş değmesin, öyle sakınılsın.