Bir yazarın bazı romanlarını sevmiş olmanız her romanını seveceğiniz anlamına gelmediği gibi, romanlarını ya da bizzat kendisini eleştirmeyeceğiniz anlamına da gelmiyor.
Türkiye’de böyle bir toptancılık, bir tür kolaycılık var ne
yazık ki.
Ama yazarın kendisine ve sadık olmasını beklediğiniz edebiyata
karşı sahteleştiğini görürseniz de bir vakitler okur olarak
kendisine kredi verdiniz, çıkan her yeni kitabına pozitif
önyargıyla yaklaştınız diye her şeyine kefil olacak değilsiniz.
Elif Şafak’la ve kitaplarıyla benim ilişkim tam da böyle gelişti.
İlk romanlarını sevmiştim. Baba ve Piç’i hem edebi açıdan sorunlu, inandırıcılıktan yoksun olduğu için, hem de Ermeni meselesi gibi uluslararası hesaplaşma alanına giren siyasi bir meseleyi sanki hakkaniyetle tartışıyormuş gibi yapıp kasten Türkiye aleyhine bir noktaya çektiği için eleştirdim.