Sosyal medya mecralarının kitle üzerindeki gücünü ilk 2013 Gezi olaylarında tecrübe ettik.
Bilhassa Facebook ve Twitter’da dönen yalan dolanın, nefret saçan yorumların, manipülasyonun, dezenformasyonun, terör propagandasının çokluğundan, ama en çok da bu paylaşımlardaki su-i kastı görmeden inanan insanların çokluğundan ve katılığından korktuğumu hatırlıyorum.
Tarla önceden sürülmüştü. Sosyal medya kullanıcılara yeni özgürlük alanları açsa da bu alanlar, istihbarat örgütlerinin kolayca kullandığı operasyon alanlarıydı aynı zamanda. Sadece Türkiye karşılaşmıyor tabii bu durumla. Ama “devrim”, “bahar” diye gelen sokak hareketliliğinin yakın coğrafyada darbeyle, iç savaşla, ilhakla neticelendiği de gayet aşikar.
Kitle psikolojisi aşama aşama örüldü resmen. İnsanlar belli yönde güdüldü. Ve 2013 yazında Gezi’de patladı sosyal medyada biriken o cerahat.
Aynı yollar 17-25’ten başlayarak tüm FETÖ operasyonlarınd