DİYARBAKIR- PKK’ya silah bıraktırma hedefi ve İmralı-Kandil-HDP muhataplığıyla yürütülen çözüm sürecinin, PKK’nın “devrimci halk savaşı” başlatmasıyla nihayete erdiği herkesin malumu. Üçlü mekanizma gibi, PKK ile görüşme fikri de buzlukta.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu “Operasyonlar PKK silah bırakıp sınır dışına çekilene kadar sürecek, Öcalan, Kandil ve HDP muhatap alınmayacak, toplum kesimleriyle görüşülecek” diyorlar.
Peki kim bu yeni muhataplar? Rafa kalkan sürece, PKK’nın hendek, HDP’nin özerklik siyasetine ve yeni döneme dair ne diyorlar?
Nabız tutmak için Halime Kökce ile geldiğimiz Diyarbakır’da, sivil siyasi alanda örgütlü dernek ve parti temsilcileri ile buluştuk. Azadi Hareketi, Hak-Par, Kürdistan Özgürlük Partisi, Kürdistan Sosyalist Partisi, Hür-Der, Mazlumder ve halen aktif olmasa da etkinliği süren Tev-Kürd’den değerli isimlerle verimli görüşmeler yaptık.
Meseleye son derece rasyonel bir zeminde bakan da var aralarında, Kürtlerin ontolojik kimliğine vurgu yapan ya da Kürdistan romantizminden kendini alamayan da. İlla ortak bir tanımlama gerekirse “Kürt milliyetçileri” diyebiliriz onlar için.
Özetle; PKK’nın hendeğinden de, polisin aşırılığından da rahatsızlar. Özerklik ilanlarını komik, hendekleri devleti tahrik amaçlı buluyorlar. “Polisin aşırılığı ne” sorusuna cevap yakıcı bir hafızayla geliyor: Bazı yerlerde duvarlara yazılan ırkçı ifadeler, birkaç vaka da olsa PKK cesetlerine yapılan eziyet... 80’lerin 90’ların yarattığı travmayı tetiklemekle kalmamış, tek parti hatta erken Cumhuriyetin bıraktığı tortuyu pekiştirmiş.