Nisan ayına az kaldı. Partiler, parti içi çalışmalarını tamamladı, sahaya inme telaşında. Her birinin kampanya stratejisi, sloganı, miting takvimi belli oldu.
Malum iki seçenek var; haliyle iki "cephe" var. Evet Cephesini AK Parti ve MHP, Hayır Cephesini CHP ve HDP oluşturuyor.
Bir önceki seçim sonucunu baz alır ve oyların sabit kaldığını varsayarsak; Evet Cephesi yüzde 49.5 + yüzde 12 = Yüzde 61.5, Hayır Cephesi CHP yüzde 25 + HDP yüzde 10.8 = Yüzde 36 gibi.
Bu orana 1 Kasım'da yüzde 0.7 alan Saadet Partisi'ni ve yüzde 0.3 puan alan İşçi Partisi'ni de ekleyelim. Onların da kararı Hayır çünkü.
Yine de dünde kalmış düz bir hesap bu. Bu hesabı ufalayan olağanüstü olaylar yaşadık 1 Kasım 2015'ten bu yana. Bunların başında FETÖ'nün 15 Temmuz işgal girişimi var. PKK'nın ülkeyi bölme amaçlı hendek terörü var. Buna bağlı olarak FETÖ'yü savunanların itibar kaybı yaşadığı, PKK'dan bağımsız siyaset yapmadığı için HDP oyunun eridiği, HDP'li siyasetçilerin insan içine çıkacak yüzü, söyleyecek sözü kalmadığı gerçeği var.
Bu durum Hayır cephesinin "yüzde 36 cepte" hesabını bozuyor haliyle.
AmaCHP'deki kafa karışıklığının ve can sıkıntısının asıl sebebi yüzde 36'nın ufalanması değil. HDP ile anılmak da değil. PKK ve FETÖ ile anılmak.
Çünkü her iki terör örgütü de Hayır'cı ve yeraltındaki-üstündeki tüm birimleri, medyadaki adamları ve sosyal medyadaki yumurta kafaları epeydir pek aktif. Üstelik bunun için üretilmiş terör şeylerinin ağzı torba değil ki büzesin. Baksanıza gün geçmiyor Kandil'den ve Pensilvanya'dan Hayır içerikli bir zırvalama gelmeden.