PKK-HDP hattının çatı örgütü konumundaki KCK’nın eş başkanı Cemil Bayık 28 Aralık 2015 tarihinde Fransız Le Monde gazetesine bir röportaj verdi ve şöyle dedi:
“Yakında Türkiye’nin içinden ve dışından gelen başka örgütlerle birlikte yeni bir devrimci direniş cephesinin kuruluşunu ilan edip birlikte mücadele edeceğiz. Gelecek aylarda Türkiye’de iç savaş yükselteceğiz”.
Ve 12 Mart 2016 günü PKK’nın azılı isimlerinden Duran Kalkan, başrol oynadığı dağ tiyatrosunda on örgütün katılımıyla yeni terör cephesinin kurulduğunu açıkladı. Kendilerini devrimci, sol, Marksist olarak tanımlayan ve çeşitli harflerin değişik diziliminden oluşandan bu yapılar PKK liderliğinde toplanmış olsalar da aslında hep aynı yerden çıkmış, aynı çevreler tarafından kutsanmış örgütler.
Elbette, gerçekleşen her terör saldırısında evvela devlete hükümete dönüp hesap soracağız:
Neden engel olmadın? İstihbaratın mı zayıf? Müdahale gücün mü noksan? Koordinasyonda mı sorun var? Sorun her neyse, gider, senin ilk işin vatandaşının can güvenliğini sağlamak, yaşama hakkını korumaktır!
***
İçişleri Bakanı Efkan Ala bundan bir hafta önce, 9 Mart günü Milliyet Ankara temsilcisi Serpil Çevikcan’a terörle mücadele ve önleyici tedbirlerle ilgili açıklama yaparken bir şeyin altını çiziyor: Terör tehdidi geniş bir alana yayılmış durumda ve eş zamanlı mücadeleyi gerektiriyor.
Devletin, hükümetin bütün gücüyle ve kararlılıkla mücadele ettiğini söyleyen Ala, sadece son zamanlarda önlenen terör saldırı sayısını 24 olarak açıklıyor.
Al Jazeera Türk’e konuşan eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e göre durum terörden öte: “Mesele terör boyutlarını aşıyor. Siyasal amaçlarla hareket eden bir terör olayı ile karşı karşıyayız. İntiharcı teröristlerin devreye girdiği noktada bu eylemleri önlemek çok zordur. Daha etkili tedbirler alınabilir ama her zaman başarılı olmaz”.