Anneannem o vakitler köyde yaşardı ve bana köy hayatını tattıracak kadar hareketli bir hayatı vardı.
Görünce laf atıp hani neredeyse sohbet ettiği Ak-kız ve Sarı-kız adında iki inek hatırlıyorum mesela. Ağıldaki birkaç koyuna, tazecik oğlaklara gösterilen ihtimamın sebebini anlar, sağılan sütün ve sütten alınan kaymağın, yapılan yoğurdun peynirin kıymetini kavrardım. Hindi ve tavuktan oluşan kümes sakinlerinin gürültülü gevezeliği, yumurtaların sıcağı aynen hatırımdadır.
Anneannem beni yanına katıp elma bahçesine, bostana götürdüğünde başka bir aleme adım atmış sayardım kendimi.