Şu feleğin işine bak!
Sen çık MİT TIR'ları kumpasına ortak olmuş adamını savunmak için
kendini yollara vur! Az git, uz git, dere tepe düz git! Tam "yolun
sonuna geldim, amacıma ulaşmak üzereyim" diye sevin. Sonra haber
gelsin.
MİT TIR'ları davasında yeni bir iddianame daha hazırlanmış!
Haydaa...
Evvelki 4 iddianameden daha mühim bir iddianame bu. Daha önce
bir iddianame MİT TIR'larına baskın yapan Jandarma Personeli için
hazırlanmıştı. Bir diğer iddianame Tuğgeneral Hamza Celepoğlu
hakkındaydı. Üçüncü iddianame Can Dündar ve Erdem Gül'ü konu
ediniyordu. Dördüncü iddianame ise CHP milletvekili Enis Berberoğlu
hakkında düzenlenmişti.
Şimdi yeni bir iddianame var karşımızda. MİT TIR'ları kumpasını en
ince detaylarına kadar ortaya koyan, FETÖ'nün bu ihanetteki rolünü
resmeden bir iddianameden bahsediyoruz.
Toplam 55 sanığı kapsıyor bu iddianame. Ve bu 55 kişiden 11'i
tescilli FETÖ yöneticisi. Kumpasın emri bizzat Fetullah Gülen
tarafından veriliyor.
Kumpastan 1 gün önce Nevşehir'de bir otelde FETÖ'cü yöneticilerle
baskına katılacak FETÖ'cü jandarma personeli bir araya geliyor.
İddianamede bu şahısların hangi odalarda kaldıkları, nerede
toplandıklarının dahi bilgisi var.
Keşke bu iddianame çok daha önce ortaya çıkabilse, FETÖ'nün MİT
TIR'ları kumpasındaki rolü çok daha önce delilleriyle ortaya
konabilseydi. Böylelikle MİT TIR'ları ihanetine ortak olanlar
"basın özgürlüğü" söylemine sığınıp ihanetlerini meşrulaştırmaya
kalkamazlardı.
Bu güzel sürpriz karşısında ne yaptı Kılıçdroğlu? Onunla
yüzleşebildi mi?
Hayır, her zaman olduğu gibi konu değiştirdi. Mevzuyu 16 Nisan
referandumuna getirdi. 16 Nisan'daki hezimetini gizlemek için
başvurduğu yalanları yineledi.
Bir şey daha yaptı. 16 Nisan referandumuna ilişkin olarak YSK'nın
verdiği kararı bozmak için AİHM'ye başvuracaklarını duyurdu.