Küreselleşme dedikleri bu olsa gerek.
Atlantik ötesiyle pek koyu siyasal etkileşimler yaşıyoruz.
Ha diyeceksiniz ki, yıllar var biz o yakanın siyasal kültüründen
kopya çekeriz.
Kampanya modelleriz.
Slogan araklarız.
Falan.
Haklısınız elbette.
Ama dedim ya.
Bu kez bir etkileşim var ortada.
Karşılıklı bir şeyler.
Başkanlık seçimleri son buldu.
Ya Clinton seçilecekti ya Trump.
Trump seçildi.
Normal bir şey oldu yani.
Fakat ne görelim.
Bizim hazımsız muhalefetin, her seçim yenilgisi sonrası ortaya
koyduğu tavırları birebir modelliyor Clinton muhipleri.
Adamlar düpedüz "bidon kafalı", düpedüz "göbeğini kaşıyan adam"
deyip "bu ülke beni hak etmiyor" pozları kesiyorlar.
Çıkıp gösteri yapıyorlar.
"Germe Trump", "kutuplaştırma Trump", "sen benim başkanım
değilsin Trump", "ülkemi tanıyamıyorum Trump", Trump da
Trump...
Bizim hazımsız muhalefetin ABD seçimleriyle ilişkisi sadece bununla
sınırlı da değil.
Doğrudan taraf oldular.
Fakat bir kez daha yenilen tarafa oynamış bulundular.
O yüzden aşırı duygusal tepkiler gösteriyorlar.