Bakın CHP'li Ercan Karakaş ne demiş?
"Hayır'dan sonra Kürt sorununu çözmemiz lazım." Nasıl hamle ama? CHP bu hamleyle sadece Kürtleri referandumda "hayır" demeye ikna etmeye çalışmıyor.
HDP'den boşalan alanı doldurmak için bir süredir verdiği uğraşın devamı mahiyetinde bir adım da atmıyor.
CHP bu iki amacın dışında bir üçüncü amaç daha güdüyor.
Nedir o? Karakaş, "referandumdan hayır çıksın, sonra da Kürt sorununa eğilelim" derken CHP'nin geleneksel tabanını, Atatürkçü ve sosyal demokrat toplum kesimlerini de dönüştürme amacına da hizmet ediyor.
Bu çerçevede "iktidar muhalefet partilerini bölmeye çalışıyor, bu tuzağa düşülmemeli" de diyor Karakaş. CHP'de uzun süredir siyaset yapan, iki dönem bakanlık yapan, sosyal demokrat kimliğiyle bilinen bir isim Karakaş. Partisi AK Parti'nin demokratikleşme adımlarına canhıraş şekilde direndiğinde muhalefet etmiş, sesini kamuoyuna duyurmuş bir isim de değil Karakaş. Bugün itibariyle sahne alması dikkatle ele alınmalı.
Şimdi dönüp bakalım, birbirinden ayrıştırılmaya çalışılan muhalefet partileri kimler?
CHP ve HDP. CHP'nin HDP'lileşmesi projesi yukarıda tam gaz devam ediyor.
CHP'nin toplumsal tabanı da buna hazırlanmaya çalışılıyor.
Şunu açık yüreklilikle soralım.
Bugünkü CHP yönetimi, parti meclisi parti tabanını tam olarak temsil ediyor mu?
Emin olun etmiyor. CHP alternatifsizliğin keyfini sürüyor.
Ve tabanının önemli bir kesimini korku siyaseti ve yersiz, zeminsiz yaşam biçimi tartışmalarıyla elde tutmaya çalışıyor.
İktidarı düşmanlaştırarak ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafında bir karşıtlık oluşturarak kendi konforunu koruyor.