"Şer ittifakı" sözünü boşuna kullanmıyoruz.
Canımızı yakan her gelişmede nasıl da karşımızda birleşiyorlar.
Tam karşımızda.
Bazen bizi öldürmeye yeltenen katillerin sırtını sıvazlarken görüyoruz onları.
Bazen onların eline silah tutuştururken.
Katili, azmettireni, avukatı hepsi bir aradalar.
Katilin adı değişse de misyonu değişmiyor.
Azmettirenler de, katili haklı çıkarmak için uğraşan avukatları da!
Her daim bizi suçlu çıkarmanın derdine düşüyorlar.
FETÖ'cüler, devleti ele geçirmeye çalışıyor, onun için her türlü kirli operasyona başvuruyor; onun varlığını inkâr ediyor, bu milletin temsilcilerini suçluyorlar.
FETÖ darbe yapmaya kalktığında, varlığı inkâr edilemez noktaya geldiğinde bu kez onu koruyup kollamanın derdine düşüyorlar.
Darbecilerle mücadele edilmesine, FETÖ'nün çökertilmesine engel olmaya çalışıyorlar.
DEAŞ kan döküyor, insanımızı öldürüyor.
Onlar devleti katil ilan ediyor, DEAŞ'la dahi mücadele edilmesini imkânsız hale getirmeye çalışıyorlar.
DEAŞ'ın açıktan düşman ilan ettiği Türkiye'yi ve onun Cumhurbaşkanını DEAŞ'a destek vermekle itham ediyorlar.
FETÖ, PKK ve İran medyası aynı söylemi dolaşıma sokuyorlar.
PKK katliam yapıyor, masum vatandaşlarımızı öldürüyor.
PKK'ya silah vermeye devam ediyorlar.
PKK propagandası yapmaktan geri durmuyor, onu terör örgütleri listesinden çıkarmaya çalışıyorlar.
PKK'nın siyasetteki ve toplumdaki uzantılarını kamufle etmek için gayret gösteriyorlar.
Bir taraftan onu halk hareketi gibi gösterip öte taraftan onu gizlemenin derdine düşüyorlar.