Recep Tayyip Erdoğan 2003'te Siirt'ten milletvekili seçilip de
Meclis'e girdiğinde şu sözü sarf etmişti. "Devlete kırgın değilim,
usta kaptan dalgalı denizde belli olur."
Bu söz asıl anlamını yıllar içinde kazandı. Erdoğan, ustalığını
gösterdi, dalgalı denizlerde, fırtınalarda gemiyi batırmadı, her
seferinde onu sağ salim karaya çıkardı.
Erdoğan'ın genel başkanı olduğu AK Parti iktidar olmuş, ancak
Erdoğan "siyasi yasaklı" olduğu için Meclis'e girememişti. Erdoğan
partisinin diğer milletvekillerinden ancak 4 ay sonra milletvekili
olmuş, ardından da başbakanlık koltuğuna oturabilmişti.
Erdoğan'ın siyasi yasaklılığı M. Kemal Atatürk'ün "fikrimin lideri"
dediği Ziya Gökalp'in bir şiirini okumuş olmasından
kaynaklanıyordu. Ne bir terör örgütünü desteklemişti, ne şiddete
övgüler dizmişti. Sözü, siyaseti, demokrasiyi, halkın iradesini
savunmuştu.
Ancak 28 Şubat'ta bir kez daha milli iradeye pranga vuran Kemalist
bürokratik oligarşi Erdoğan'ı mahkûm ettirmişti. Erdoğan'ı
diskalifiye etmeye, onu siyaset sahasının dışına itmeye
çalışmıştı.
Olmadı, zira cuntacıların Batı'daki ağababaları başka bir oyun
kurguladılar. Şimdi pişman oldukları bir oyun! Erdoğan'ı satın
alabileceklerini, kendilerine bağımlı hale getirebileceklerini
düşündüler. Ondan Türkiye'yi Batı'ya bağımlı bir pazar yapmasını ve
Ortadoğu'da Batı'nın çıkarlarını sorgusuz sualsiz savunmasını
beklediler.
Ne oldu peki? Erdoğan, Türkiye'nin bağımsızlığını ve çıkarlarını
savundu. Sadece gücünü, meşruiyetini teslim aldığı halka hesap
vereceğini söyledi. Devletin onurunu da hiçbir zaman yere
düşürmedi. Devleti dönüştürdü, normalleştirdi. Şimdi de yeniden
yapılandırılması için gayret sarf ediyor, yaşanan normalleşmeye
uygun bir kurumsallaşmanın ortaya çıkması için çalışıyor.
Gelgelelim etrafımızda fırtınalar kopmaya devam ediyor, deniz
dalgalandıkça dalgalanıyor. Kaptan, ustalığını kanıtlamış bir
kaptan. Ancak gemiyi batırmak isteyen birileri kaptanı devre dışı
bırakmaya çalışıyor. Elbette elimizdeki gemi 15 yıl öncesinden daha
sağlam bir gemi.
Fakat aklı başındaki herkes şunu görüyor ki bu fırtınalı denizde bu
gemiyi bu usta kaptan karaya çıkaracak. O zaman bu usta kaptana kol
kanat germek, ona siper olmak bir lütuf değil, bir mecburiyet.
Fakat tek yapmamız gereken de bu değil. Aynı zamanda bu geminin de
yürümesi gerekiyor, bu süreçte herkes maharetini ve müktesebatını
bu gemiyi yürütmek için seferber etmek durumunda.
2019'a, 2023'e giderken bir seferberlik ruhu şart. Bir silkinme,
bir yenilenme olmazsa olmaz.
AK Parti, hâlâ toplumun merkezine hitap edebilen tek parti. Devleti
milletle buluşturan tek yapı.