HDP'den seçilmiş Meclis'e girmiş.
İlk işi ne olmuş?
Gidip Alman medyasına Türkiye'yi şikâyet etmek!
Neymiş efendim, "Erdoğan olağanüstü hal sürecinde nasıl bir ülke istediğini" göstermiş.
"Anayasamız şimdiye kadar bir tür otokrasiye imkân tanıyor(muş). Bundan böyle diktatörlüğün yeni bir türü oluşuyor(muş)."
Oysa ki onlar "Türkiye'nin bir diktatörlüğe doğru ilerlemesini engellemek" istemiş- ler.
"Bunun için de yapmaları gereken şey, Erdoğan'ın yeniden seçilmesini engellemek"miş.
Ama başaramamışlar.
Ne yapacaklardı da yapamadılar acaba?
Neden başaramadılar?
Halbuki biraz kaos çıkabilseydi!
Halbuki millet finansal darbe girişimlerine bir miktar pabuç bıraksaydı!
Halbuki Batı az daha destek olabilseydi!
Halbuki halk devletin terörle mücadelesinden kısmen de olsa bunalsaydı!
O zaman başarabilirlerdi!
O kadar söylemedik mi?
Başaramayacaksınız demedik mi?
Dedik!
Bu HDP'li kim dersiniz?
Bu HDP'linin adı Mithat, soyadı Sancar.
Garabete bakar mısınız?
Erdoğan'ın yeniden seçilmesi nedeniyle "ülkenin diktatörlüğe doğru gittiği" iddiasındaki bu şahıs 24 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilip Meclis'e girdi.
Kimin vekili olduğu ayrı tabii!
Fakat bu kadar aymazlık kabul edilemez.
Bu kişi seçimin hemen ertesi günü gidip konuşmuş Alman Die Welt gazetesine.
Gazetenin 26 Haziran tarihli nüshasında mevcut hepsi.
Bakın bu Die Welt 25 Haziran tarihli nüshasında da muhalefete şöyle tavsiye vermiş bir gazete.
"Muhalefet şimdi iki şey yapmalı: Bölünmemeli ve güdümlü bir demokrasinin gerçek bir demokrasi olmadığını göstermeli..."
Sanırsın Fox TV!
Gerçi Fox TV bu aralar pek birleştirici bir rol oynamıyor!
Şimdilerde CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kafayı takmış durumda.
CHP'de lider sultası varmış meğer!
Fatih Portakal bakın neler demiş?
"Kendisi dışında herkesi kaybetti olarak gören bir zihniyetten bahsediyoruz. 'Kaybeden AKP'dir' diye bir cümle kurdu. 'Kimsenin koltuk sevdası olmasın' dedi. Defalarca seçim kaybedip de hâlâ 'o koltuğu bırakmayacağım' diye tutan bir Kemal Kılıçdaroğlu var. Böyle zihniyetlerin değişmesi gerekiyor. Değişim en fazla iktidar partisinde yaşanıyor. CHP statükocu. Lider sultası altında!"
Daha bu başlangıç!
Daha ne kavgalara tutuşacaklar!
Ayrımcı, dışlayıcı, ötekileştirici, negatif siyasetin sonu budur.
Uzun bir süre Türkiye'nin bölgesel bir güç olmasını engellemek için çalıştı bunlar.
Şimdi ise onun küresel bir aktöre dönüşmesine engel olmaya çalışıyorlar.
Oysa Türkiye yeni bir döneme girdi. Bu dönem şahlanış dönemidir.
Birileri bu negatif gündemlerle oyalanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük Türkiye hayalini mümkün kılacak adımları atmaya devam ediyor.
Bir yandan ülkenin ihtiyaç duyduğu yeni yönetim modelini tam olarak yürürlüğe geçirmek için çabalarken, öte yandan bölgesel ve küresel gelişmelere Türkiye'nin ulusal çıkarları doğrultusunda müdahale etmeye çalışıyor.
Cumhurun Başkanı R. Tayyip Erdoğan, milletin desteğiyle büyük Türkiye ideali için liderlik yapmaya devam ediyor.
Aman siz muhalefeti böldürtmeyin!