Referanduma üç hafta kaldı. Ret cephesi bütün unsurlarıyla
sahada. Olmasın mı? Gönüllerince "hayır propagandası" yapamasınlar
mı? Yapsınlar, yapıyorlar da zaten. Buna rağmen "hayır propagandası
yapanlar üzerinde baskı var" diye veryansın ediyorlar.
Bunun nedeni açık.
Böylelikle ret cephesini büyütmek, moral üstünlüğü ele geçirmek ve
Cumhurbaşkanlığı sistemine evet diyenlerin gür bir sedayla
fikirlerini ifade etmelerini engellemek istiyorlar. Mağduriyet
hissi yaratıp, buradan oy devşirmek arayışındalar.
Halbuki benim adına "Gezi koalisyonu" dediğim cenahın sosyal
medyada yazıp çizdiklerine bir bakın.
Evet oyu kullanacağını söyleyenlere yaptıkları muamelelere şöyle
bir dikkat kesilin. Onları nasıl aşağıladıklarını, inceden inceye
nasıl hakaret ettiklerini göreceksiniz.
Hayırcı kanadın temsilciliğini yapanlar, ret cephesinin öncüleri
istedikleri gibi propaganda yapıyorlar. Bu propaganda esnasında 18
maddelik anayasa değişikliği teklifinde olmayan konuları var gibi
gösteriyorlar. Hâlâ federasyondan, bölünmeden bahsediyorlar...
"Rejim değişecek" diyorlar...
Sanki seçilecek Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin başına
gelmeyecekmiş, hem yasama, hem yürütme, hem de yargının başına
gelecekmiş gibi propaganda yapıyorlar...
Yıllardır yaptıkları gibi aslı astarı olmayan hususlar üzerinden
korku siyaseti yürütüyorlar.
Ortada bir sorun varsa o "hayır diyenlerin istedikleri gibi
propaganda yapamamaları" değil. Sorun, yalan ve korku siyasetiyle
Türkiye demokrasisinin bir kez daha kirletilmeye çalışılması.
Halkın bir kez daha kolaylıkla kandırılabilir, doğruyu yanlışı
ayırt edemez irrasyonel bir varlık olarak görülmesi.
***
Bir başka sorun da ret cephesinin illegal unsurlardan aldığı
destek. Daha açık söyleyecek olursak, terör örgütlerinden ve
onların dışarıdaki hamilerinden aldıkları destek.
16 Nisan referandumu bugün sadece Türkiye'nin değil, birçok Avrupa
devletinin de en önemli gündem maddesi konumunda.
Hepsi de tarafını çok net biçimde belirlemiş durumda. 16 Nisan
referandumunda hayır denmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bunun hayata
geçmesi için de çok yoğun çaba içindeler.
Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, İsviçre vs. Bu devletlerin
Türkiye'ye bakışları FETÖ ve PKK'nın bakış açılarıyla birebir
örtüşüyor. Açıkça bu terör örgütlerine hamilik yapıyor, Türkiye
siyasetini onlarla aynı çerçevede değerlendiriyorlar.
Hep birlikte referandumda hayır çıkması için çalışıyorlar.
15 Temmuz darbe ve işgal girişimine destek verdiği bilinen FETÖ'cü
bir sosyal medya fenomeni, tutuklanacağı bilgisini aldıktan sonra
apar topar bir kısa film hazırlıyor. FETÖ'nün 2013'ten beri
kullanageldiği kara propaganda malzemeleriyle referandumda "hayır"
denmesi gerektiğini savunuyor.
Beklendiği üzere tutuklanıyor. Sonra?
"Türkiye'de hayırcılar baskı altında" diye Batı medyasının önde
gelen temsilcileri manşetler atıyor.