Türkiye çok zor bir misyonla karşı karşıya. Bir yandan
geleneksel kazanımlarınıderinleştirmek, diğer yandan tarihsel
gecikmişliklerini telafi etmek zorunda.
Bu sadece dışarıda hayata geçirilmesi gereken, dış politika alanı
için geçerli bir misyon da değil. İçeride de, toplumsal, siyasi,
ekonomik ve kültürel alanlarda da bu misyonun gereklerinin yerine
getirilmesine ihtiyacımız var.
Üstelik Türkiye bu zor görevi son derece eşitsiz, son derece zorlu
şartlarda tamamlamak zorunda. Ülkemiz bir yandan bölgesel
sorunların yakıcılığı ve kıyıcılığıyla uğraşırken, öte yandan
küresel menfaat çetelerinin ardı ardına gelen saldırılarına
muhatap. Böylesi bir ortamda Türkiye 200 yıllık Batılılaşma
politikalarının onu mecbur ettiği bağımlılıkları aşmak, yeni
bağımlılıklar oluşturmadan güçlenerek yoluna devam etmek
zorunda.
Bu zor misyonun hayata geçmesi noktasında başlıca sorumluluk siyasette, siyasi aktörlerde. Öncelikle de siyasi iktidarda. Siyasi iktidarın bundan böyle çok daha sistematik biçimde hareket etmesi ve sahip olduğu gücü Türkiye'nin hem geleneksel kazanımlarını derinleştirmeye hem de tarihsel gecikmişliklerini telafi etmeye sarf etmesi gerekiyor.