Ben adına uluslararası şer güçleri diyorum. Dileyen başka bir ad
versin. İster uluslararası sistem desin, ister başka bir şey. Gün
sonunda uluslararası alanda sistematik biçimde kötülük üreten
aktörlerden bahsediyoruz.
Bu uluslararası şer güçlerinin 11 Eylül saldırılarından bu yana
izledikleri siyaset çok açık. İçinde bulunduğumuz coğrafyayı,
Müslüman dünyayı parçalamaya dönük kirli bir politika izliyorlar.
Bölgemizde kaosu derinleştirerek kendi güçlerini artırmaya
çalışıyorlar.
11 Eylül saldırıları 2001'de gerçekleşti. O günden bugüne
bölgede çok önemli bir değişim yaşandı.
Bölgenin önemli aktörlerinden biri olan Türkiye büyüdü ve güçlendi.
Dahası kendisine yeni bir rota çizdi. Kendi ad ve hesabına hareket
etti, bağımlılık zincirini koparmaya çalıştı. Bir noktadan itibaren
Ortadoğu'yu parçalamaya, bölgesel istikrarsızlık yaratarak kendi
kirli düzenini tahkim etmeye çalışan şer güçleri Türkiye'yi bir
tehdit olarak görmeye başladı. Ortadoğu'da yaşanan ve
derinleştirilen bütün krizler Türkiye krizi haline dönüştürülmeye
çalışıldı. İsrail, İran, Mısır, Katar, Pakistan ve Suriye
Türkiye'yi terbiye etmek için kullanıldı.
Son bir ayda Katar, İsrail, Pakistan ve Suriye'de yaşananları
Türkiye'nin pozisyonundan, Türkiye'yi çevreleme siyasetinden
bağımsız ele alamayız.
Sınırımızdaki krize, 6 yıldır kanayan Suriye yarasına bakalım.
Suriye'de akan kanın haddi hesabı yok. Ortada çok acı bir tablo
var. Ölüm, esaret, göç, kıyım, açlık, yoksulluk... Hepsi var ve
dahası hepsi sıradanlaşmış durumda.
Son 4 yılda Suriye krizinin gerçek nedenleri unutuldu ve kriz
DEAŞ'ın varlığına indirgendi. Suriye krizinin ancak ve ancak
DEAŞ'la mücadelede başarılı olunursa çözüleceği iddia edildi.
DEAŞ'la mücadele adı altında PKK'nın Suriye kolu YPG beslenip
büyütüldü. DEAŞ'ın Cerablus, Rakka ve Musul'dan temizlenmesi
gerektiği belirtildi.
Ne olduysa oldu ve gün sonunda DEAŞ bitme noktasına geldi. Peki
ya sonra?
Suriye krizini DEAŞ'ın varlığına indirgeyenler şimdi bir başka
terör örgütünün varlığından bahsetmeye başladılar. Sadece
varlığından bahsetmediler, Suriye sorununu bu örgütün varlığıyla
özdeş bir sorun gibi yansıtmaya çalıştılar.
Bu örgütün adı El Kaide! "Suriye sorunu el-Kaide sorunudur" diyerek
sadece 11 Eylül hafızasını canlandırmaya çalışmıyorlar, aynı
zamanda Türkiye'yi baskılamak için yeni bir araç elde ettiklerini
düşünüyorlar. ABD'nin DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi McGurk
boşuna Idlib'deki El Kaide varlığından bahsedip, sonra da
Türkiye'yi işaret etmedi. Niyetleri Türkiye'yi köşeye
sıkıştırmak.