Tuncay Özkan adlı CHP'li vekil çıkmış "Hayır" turuna.
Girmiş bir terzi dükkânına.
Karşısında sakallı, takkeli bir amca.
Sandalyede arkasına yaslanmış oturuyor.
Seninki başlıyor konuşmaya.
"Öcalan, FETÖ, Barzani, Leyla Zana evet diyor!" Burada
videoyu durduruyoruz.
Yanlış mı duyduk diye bir daha baştan alıyoruz.
Yok yanlış duymamışız, CHP'den bir başka yalan daha duymuşuz.
"Öcalan, FETÖ, Barzani, Leyla Zana evet diyor!" Amca
yerinden kıpırdamadan cevabıyapıştırıyor.
"Ne eveti ya, onlar hayır diyor, asıl hayırı onlar
diyor." Seninki bakıyor çıkmaz sokak, bu sefer konu
değiştiriyor.
"Bak Erzincanlıyım, Eğinliyim ben, ben de ticaretten anlarım"
diye gevelemeye başlıyor.
Sonra da muhatabının bu sözle ikna olacağını düşünüp "bana bir şey
demedin daha, bana bir şey demedin daha" diyerek istediği
cevabı almayı bekliyor.
Bir yandan da bir pazarlıkta olduğunu farz ediyor olacak ki amcanın
elini bir aşağı bir yukarı çekeliyor.
Amca net.
"Erzincanlıysan, sen başbakana takviye et" diyor.
Amcamız, Tuncay Özkan'a "burası terzi dükkânı madem geldin
boyunun ölçüsünü almadan seni göndermem" demiş
oluyor.
Bu kısa film burada bitiyor.
Fakat bu memleketin çilesi bitmiyor.
CHP'nin nabza göre yalan stratejisi traji- komik sonuçlar
üretiyor.
Talimat en tepeden.
Kampanya esnasında yalan serbest.
Fakat önemli olan hangi yalanın nerede söyleneceği.
Nitekim CHP'liler Trabzon'da, Kayseri'de "Öcalan, FETÖ, Barzani,
Leyla Zana evet diyor" yalanını söyleyebiliyor.
Ancak bunu Diyarbakır'da, Hakkâri'de yapamıyor!