Bir yazımda bayanlardan gelen ve erkekleri eleştiren mektupları yayımlamıştım. Bu mektuplar gelmeye devam ediyor. Benim bundan çıkardığım sonuç şu: Eğer erkekler de bayanlardan eleştiri alsalar birbirlerini daha iyi tanıyacaklar.
İşte bir sağlıkçı kızımızın mektubu:
‘Hocam, ‘Kadınların gözüyle erkekler’ yazınızdaki örnekleri okuyunca iyice anladım ki, Müslüman erkekler gerçekten Müslüman kadınlara onların gözüyle bakmaktan çok uzaktalar. Oysa en çok buna ihtiyacımız var… Hoş ben İslam’ın gözüyle bakmalarını tercih ederim. Çünkü erkeklerin bana, Rabbimin verdiklerinden daha fazlasını veremeyecekleri aşikâr.
Biz Müslüman bayanlar Müslüman erkekler tarafından hep yalnız bırakıldık. Mesela ben örtüm sebebiyle, üniversitede hocalar tarafından engellenirken, aşağılanırken, örtümü açmaya zorlanırken, Müslüman hatta dindar erkeklerimizin o sahneleri sessizce izlemelerini hiç unutmayacağım.
Staj yapmak zorunda olduğumuz hastanelerin, yine dindar idarecilerinin, tesettür değil de, yarım yamalak örten bone takmamız için bize yaptıkları ısrarları da…
Hocam ben sağlıkçıyım, kendi çalışma alanımdaki gözlemlerimi paylaşmak istiyorum sizinle. Hoş diğer alanlar da farklı değildir diye düşünüyorum. Aynı ortamda çalışmak zorunda olduğumuz Müslüman erkekler, dindar diye tabir edilenleri de dâhil olmak üzere, özellikle şu “kadının yeri evidir, ne işi var bu ortamlarda” diye elini masaya vuran erkekler, evde oturmayı değil çalışmayı tercih etmiş Müslüman ve hatta dindar kadınlara karşı takınmış oldukları, kendi fikirleriyle çelişkili tutumların farkında değiller sanırım. Kendi eşlerine yapılmasına razı olmadıkları hal ve hareketleri çalışma arkadaşlarıyla yaşamaktan çekinir gözükmüyorlar. Laubali hareketler, espriler ve hatta muhabbetler. Onlara göre o kadın çalışmayı seçmekle zaten bu yapılanları hak etmiştir. Erkeğin herhangi bir sorumluluğu yok! Sanki Hz. Yusuf Züleyha’nın isteğini yerine getirmeyerek kendi imtihanını kendi kazanmadı! Gerçi onun isteğine karşılık vermiş olsaydı bütün sorumluluk yine Züleyha’nın olacaktı!