Şu beyit bana çok anlamlı gelir, “Bitmez gibi bir zevk verirken beste, bir tel kopar ahenk ebediyyen bozulur”. Hiç ummadığınız bir anda, hiç beklenmedik olaylar bütün hesaplarınızı alt üst edebilir ve ne yapacağınızı, kısaca feleğinizi şaşırırsınız.
“İnsan bu meçhul” ve insan bu “cehûl”, yani bilmemekte ısrar eden. Oysa insanın cirmi ne ki cürmü ne olsun? Karmakarışık duygular ve envaı türlü programlarla dopdolu bir varlık. Bütün alemlerin orta noktasını oluşturuyor. Yaratılanların merkezinde insan var.
Ömrümüz boyunca Allah’ın sayısız nimetlerini tüketiyoruz. Hiç hesaba katılmayan hava bile başta gelen nimetlerden, ama hiç farkında değiliz. Kanunî dünyaya hükmederken bir nefes sıhhattin bütün bir devlet gücünden, dünya mülkünden üstün olduğunu ancak hastalanınca anlamış. Sadi Şirazî işin aslını çarpıcı bir örnekle veriyor. Ne var ki bu bile tamamen kişisel ve anlık bir hissediş, anlayan başkasına...