‘Göğsüne ferahlık vermedik mi, senin için?
İndirmedik mi sırtından yükünü?
O ki, belini zonklatmıştı senin.
Ve namını yüceltmedik mi, senin için? (İnşirah 1-4)’
Allah kendi Resulü için böyle buyuruyor. Onun zikrini, namını, yâdını, şerefini yükselttiğini kendi söylüyor. Artık dini anlamada, anlatmada, yaşamada onu Allah’ın koyduğu makamdan aşağı indirme hakkımız olamaz. Elbette yukarı çıkarma hakkımız da yok. Neredeyse orada bilmeliyiz, hangi sevgiyi ve saygıyı hak ediyorsa ona onu göstermeliyiz. Hangi tavrımız onun için saygısızlık ise ondan kaçınmalıyız. Bütün bunlar da elbette bilgi ile ve onu iyi tanımakla olur.
Ona sevgi ve saygının bir göstergesi de adı anıldığında ona salat ve selam okumamızdır. Salat hayrını isteyip onu tazim etmektir. Ona Allah’ın salat etmesi bu hayrı onun bizzat yaratmasıdır. Salat ve selam okumamızı bizden isteyen de Allah’tır demiştik. Resulüllah da, ‘siz bana bir salat okuduğunuzda Allah onu size on katıyla iade eder’ buyurur. Ve yine buyurur ki, ‘insanların en cimrisi benim adım anıldığında bana salat ve selam okumayandır’.