Faruk Başer Yeni Şafak Gazetesi

Haçlılar size zarar vermezler mi? Ben, öteki ve ötesine bakmak lazım

Sevgili İbrahim Kalın’ın kitabını okurken aldığım notlarımı bu ikinci yazımla bitiriyorum. Yunan felsefesi Kadim Mısır’a ve İran’a dayansa da İslam felsefesinin öncelikle Yunan Felsefesi’ne...

26 Ağustos 2018 | 5.382 okunma

Sevgili İbrahim Kalın’ın kitabını okurken aldığım notlarımı bu ikinci yazımla bitiriyorum.

Yunan felsefesi Kadim Mısır’a ve İran’a dayansa da İslam felsefesinin öncelikle Yunan Felsefesi’ne dayandığı açık, bilimin de felsefeye dayandığı yine açık. Bundan felsefesiz bilimin olamayacağını çıkarabiliriz. İslam bilimiyle en çok övündüğümüz zamanların, İslam felsefesinin de en ileri olduğu zamanlara denk düşmesi tesadüf olmasa gerek. Rönesans’la birlikte felsefe Batı’ya geçince bu defa bilim kendini orada göstermeye başladı. Ama bilim ve felsefe Pozitivizm ve Rasyonalizm olarak Batı’da kol kola verip dini kovdular. O halde bu üçünü uzlaştırmanın yolunu bulmak gerekir. İlk İslam filozofu Kindi aynı zamanda bir bilim adamıydı.

Ben Öteki ve Ötesi, felsefenin seyri sülüku hakkında da bir özet niteliğinde. Bendeniz şöyle anladım; Müslümanlar Yunan felsefesini zorunluluktan değil, bir hikmet arayışı ve bir çeşni olarak aldılar. Batı ise İslam kanalı ile gelen felsefeyi bir mecburiyetten ve karşı koyabilme zorunluluğundan aldı. ‘Şarlman zamanında ortaya çıkan ‘Avrupa fikri’ bile güneyden gelen siyasi, askeri ve kültürel Arap-İslam baskısı sebebiyledir’. O halde Avrupa’nın varoluş nedeni İslam’dır diyebiliriz.

İslam Medeniyeti’nin Sicilya ayağı önemli. Ardından orayı ele geçiren Batılının Müslümanlara, diğer bölgelere göre kısmen toleranslı davranmış olmaları da, yakın temasın meyveleri açısından yine önemli.

Endülüs başta olmak üzere, müslümanların parçalanıp devletçiklere ayrılma zamanlarının, aynı zamanda mağlubiyet süreçlerinin de başlama zamanları olduğunu görüyoruz. Aksine, Salahattin Eyyubî örneğinde olduğu gibi, müslümanların toparlanma, ya da en azından birbirlerine çelme takmama zamanları ise zafer ve yükselme zamanlarıdır.

‘Avrupa Gırnata’nın düşüşünü 1453 yılında kaybedilen İstanbul’un rövanşı olarak kutlar’.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 289 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 293 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 362 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 821 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 358 Okunma