Bu fakiri okuyanlar bugün Müslümanların temel problemlerinin ve geri kalma sebeplerinin önde gelenlerinden birinin fırkacılık, mezhepçilik ve bu yollarla bölünüp enerjilerini tüketmek, birbirlerini yıpratmak, alt etmek ve ötekinin üzerine basarak yükselmeye çalışmak olduğuna sıkça temas ettiğimi bilirler.
Birer mektep ve meşrep olarak belli bir üstadın etrafında bulunmak, onu diğerlerinden çok sevmek, bilgisini ondan almak anlamında mektepleşmeler ise tabiidir, fıtridir ve bir ölçüde zorunludur. Mektebe bilgisini aldığı kaynak olarak meşrep de denebilir. Ama bunun fırkacılık ve mezhepçiliğe dönüşmemesi için ulü’l-emr ya da onu temsil eden ‘ümmetin uleması’ duruma vaziyet etmelidir.
Ümmetin ulemasının her biri de bir meşrepten geliyor olabilir ama onun hakikat ölçüsü artık meşrebinin söyledikleri değil, İslam’ın şer’i delil saydığı bilgilerdir. Böyle olamayan ulemanın ümmetin...