Hep güncelin dışında kalma âdetime uyarak bugün de Hz. Âdem’in öncesini ve sonrasını yazacaktım. Ama bir haber sinirlerime fena dokundu, onun için bugün tarzımı bozacağım.
Üç dört gün önce Suudi Ukaz gazetesinde Hâni ez-Zahirî yazar adıyla bir makale yayımlandı. (https://www.okaz.com.sa/article/1715051) Bizdeki bazı gazete ve haber siteleri de, ağzına sağlık der gibi bu makaleyi haber yaptılar. Makalede özetle şunlar söyleniyordu:
“Bugünlerde dünya kanlı terör örgütü IŞİD/DAİŞ in bitirildiğini kutluyor ama ben bundan önceki pek çok makalemde de yazdığım gibi aslında bu ilk değil, ikinci IŞİD’dir. Birincisi ortaya çıkması ve yaptıklarıyla bunun tamamen aynısı olarak 1299’da kurulan Osmanlı Hilafeti’dir. O da IŞİD gibi hilafet olarak ortaya çıkmış, ömrü boyunca IŞİD’in yaptıklarının aynısını yapmış, vurmuş, kırmış, gasp etmiş ve 1923’te yıkılıp gitmiştir. Daha önceki makalelerimde İhvan hareketinin de Osmanlı Hilafeti’nin devamı olmakla övünen bir terör örgütü olduğunu yazmıştım”.
Zahirî’nin Ukaz gazetesinde yazdıklarının özeti bu. Aslında hiç yorum yapmadan bile Zahirî’nin derdinin IŞİD ya da Osmanlı değil, Hilafet, İhvan ve İslam olduğu anlaşılıyor. Tıpkı Batılı efendilerininki gibi.
Osmanlı’nın hilafetle başlamadığının üzerinde durmayalım.
Bu söyledikleri benim gibi tarih bilgisi çok kıt olan birisine bile çok şeyler hatırlatıyor. Resulüllah Habeşli Bilalı, Farslı Selman’ı, Bizanslı Suheyb’i yüce bir dava uğruna bir araya getirerek kardeş yaptı ve cahili bir toplumdan bir Medine ve ardından bir ümmet ve bir medeniyet çıkardı. Ondan önce Zahirî’nin sözünü ettiği çalma çırpma ve gasp gibi şeyler, emsali hiç görülmedik şekilde o toplumda vardı. Akif’in dediği gibi, ‘Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi’. Arap milleti ve ardından onu izleyen diğer milletler İslam’la zilletten izzete çıktılar. Tıpkı, Hz. Ömer’in dediği gibi, yağlı deve etlerini yiyip ellerini dahi yıkamasını bilmeyen bedeviler İslam’la dünyanın efendileri haline geldiler. Bilahare şairleri şöyle diyecektir: ‘Benim babam artık İslam’dır, başka babam yoktur benim. Varsın onlar Kays ya da Temim’den gelmekle övünedursunlar’.