Müslümanın hayatını düzenleyen farz, vacip, sünnet, müstehap, edep gibi hükümler sıralamasında edebe kadar olanlar doğrudan naslardan alınır. Edeb/âdab ise o nasların ruhundan çıkarılan yaşama biçimidir. Edep naslara inanmanın ve onlara göre yaşamanın fertlerde oluşturduğu hayat tarzıdır, dünya görüşüdür, kültürdür, medeniyettir.
Naslara muhalefet edilemez, Müslümanların onlardan anladıkları ve onlara muhalif olmayan yaşama biçimine, örf ve adetlerine, uymamak, en azından kerihtir/mekruhtur. Çünkü “müminlerin güzel gördükleri Allah katında da güzeldir, çirkin gördükleri Allah katında da çirkindir”. Böyle sayılması aynı zamanda Allah’ın mümin kullarına verdiği bir değerin ifadesidir. Kısaca bir İslam toplumunda sahih örf ve adetlere aykırılık edebe aykırılıktır. Ne var ki, şu anda böyle saf bir İslam örf ve adetinden söz edemiyoruz.
Basit bir örnek verelim:...