Demiştik ki İslamî ilimlerin fırkalar/ “cemaatler” tarafından yapılıyor olması ilmi ideolojik hale getirebilir. İdeolojik olmakla, herkesin sabite haline getirdiği kendi doğrularını başlangıç noktası ve çerçevesi kılarak o ölçüye göre ilim yapılmasını kastediyoruz. Resûlüllah’ın (sa) “Kur’an hakkında kendi görüşüne göre konuşan isabet etse de hatalıdır” hadisi şerifini Gazzalî, kişinin Kur’ân’ı kendi arzularına, mezhep ve meşrep görüşüne göre açıklaması olarak anlatır. Akademik çalışmaların en önemli özelliği bu ideolojik eşiği aşabilmektir. Fıkhın son zamanlarda ‘mukâren’ yani mezhepler arası karşılaştırmalı fıkıh tarzında okunması ve okutulması bu açıdan önemli bir merhaledir.
İslam’ın müminler arasında vahdeti istemesinin gereği de bu tarafsız ilmî bakışı elde edebilmektir. Bunu önemsemezseniz istenen vahdeti nasıl sağlayacaksınız?
Bugün medrese geleneği bizden...