Umumi musibetlerle karşı karşıyayız. Ülkelerin ciğerleri olan ormanlar yanıyor, belki de yakılıyor. Dünya genelinde doğal denen afetler kitleleri vuruyor. Ve olup bitenlere herkes kendi penceresinden bakıyor. Kendi bildikleri ya da bilmedikleri, olmasını istedikleri ya da istemedikleri ile konuşuyor. Herkes kendini haklı görüyor. Ama işin içine inançlar, ideolojiler, nefretler ve ön yargılar da giriyor. Elbette böyle olmayanlar ve işin aslını düşünenler, hatta bilenler de var.
Her şey gibi böyle olguların da maddi ve manevi en az iki boyutu ve oluşmasının birden çok sebebi vardır. Ve dünyada hatta kâinatta hiçbir şey, hiçbir zerre hatta hiçbir düşünce diğerlerinden bağımsız değildir. Her varlığın kendince bir iletişim, etkileşim ağı hatta dili mevcuttur. ‘Hiçbir şey yoktur ki, O’nu tespih ediyor olmasın, ama siz onların tespihini anlamıyorsunuz’. Varlık yalınkat ve tek boyutlu değildir atom altı akıl almaz küçük dünya ile karadeliklerin açıldığı sonsuz büyük...