Siyer Vakfı'nda Sünneti üzerinden Resulüllah’ın örnekliği meselesini konuştuk.
Son zamanlarda Türkiye’mizde çok güzel işler yapan mekteplerden biri de, mütevazı ve ilim ehli kardeşimiz Muhammed Emin Yıldırım rehberliğindeki Siyer Vakfı ve Uluslararası Siyer Araştırmaları Merkezi. Bilindiği gibi biz bu tür çalışmalara mektepler diyoruz. Mekteplerin olması çok önemli ve gerekli. Pek çok amaçlı mektepler bulunabilir, bulunmalıdır. Ama mesele fırkacılığa dönüşürse yıkıcı olur.
Bir grubun fırkalaştığının en belirgin göstergesi, bilgi kaynaklarının bir kişiye has kılınması, o ne söylerse onun hakikat olduğunun sandırılması, diğer oluşumların esastan hatalı ve hakikatten uzak görülmesi ve gösterilmesidir. Çünkü böyle olmasında istibdat vardır. Resulüllah Efendimiz'in (sa) şu şerefli sözleri bu konuda bize ışık tutmalıdır: ‘Üç şey insanı helak eder; teslim olunan hırslı bir cimrilik, peşinden gidilen arzular ve bir görüşü olanın sadece kendi görüşünü beğenmesi’ (Taberani).
Orada satır başlarıyla şunları anlattık:
İnsan, fıtratı gereği örneğe muhtaçtır. İstemese de birilerine özenir, onlar gibi olmaya çalışır ve genellikle özenilenler galip görülenlerdir. Rüzgârın önündeki yaprak gibi savrulup duranlar ise ya bir artisti ya da bir sporcuyu örnek alırlar. Demek ki onların galibi ve büyük gördükleri de onlardır. İnsan örneksiz yaşayamaz. Müslümanların asıl ve kusursuz örneği Resulüllah Efendimiz'dir. Biz onu sevmenin dinden bir parça olduğunu biliyoruz. Bunu bizzat Allah söylüyor: ‘De ki, sizin babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, edindiğiniz mallar, kesat gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenleriniz eğer size Allah’tan, O’nun Resulü'nden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, o zaman Allah’ın musibetini bekleyin. Allah fâsık bir topluluğa hidayet vermez’ (Tevbe 24).
Yani en değerli varlıklarınız söz konusu olduğunda bile Allah’ı, O’nun Resulü'nü ve dinini tercih etmelisiniz ki, mümin olduğunuzu ispat etmiş olabilesiniz.