Şu anlamdaki hadisi şerifi duymayanımız yoktur: “Ramazan gelince cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincirlere vurulur…” Duyarız fakat bunun ne anlama geldiği konusunda düşünme ihtiyacı duymayız. Öyle ya, madem ki Ramazan’da şeytanlar bağlanıyor o halde hiçbir kötülüğün olmaması gerekmez mi?
Âlimlerin Sultanı lakaplı İzz bin Abdüsselam bu hadisi şerifi şöyle açıklıyor: “Ramazan’da cennet kapılarının açılması, cennete götürecek amellerin çoğalması ve bir de Ramazan sebebiyle bu amellere, diğer zamanlara nispetle kat kat ecir verileceği için cennete girmenin çok daha kolay hale gelmesi demektir. Cehennem kapılarının kapanması da Ramazan’da günahların azalması sebebiyle o kapılardan girenlerin azalması demektir, kimse girmeyince kapılar adeta kapanmış olur. Şeytanların zincirlere vurulması ise Ramazan’da müminlerin dua, yardım ve ibadetle daha çok meşgul olmaları sebebiyle şeytanların onlara vesvese vermede zorlanmalarını anlatır, sanki kulun bu yaptığı güzel ameller şeytan için birer zincir hükmünde olur.
Oruçlunun ağız kokusuna gelince bu elbette istenmeyen bir şeydir ama açlıktan dolayı oruçlunun ağzında bir miktar oluşması aslında çirkin olsa da tabiidir lakin endişe edilmesin ki buna mecbur kalmanın Allah katındaki değeri misk kokusundan daha üstündür. (Makasıdü’s-savm s 12). Yoksa bazı cahillerin zannettiği gibi; madem öyle, Ramazan’da dişlerimizi fırçalamayalım demek, işin esasını anlamamak olur. Resûlüllah’ın ağız temizliğine ne kadar önem verdiğini herkes bilir. “Ağızlarınızı misvakla (fırça da bir misvaktır) tertemiz yapın, çünkü ağızlarınız Kur’an’ın yoludur” (Beyhakî, Şuabu’l-iman) buyurması bile bu temizliğin önemini anlatmak için yeterlidir.