Hedefimiz suçlama ve sataşma değil. Allah’ın lütfettiği kadar bildiklerimizle hatalarımıza ümmet ölçeğiyle dikkat çekmeye çalışıyoruz. Şunu da hep söylüyoruz, fırka paradigması ve bakışıyla doğruyu bulabilme çok zordur. İdeolojik kabuller insanın gözünü perdeler. Diyelim ki biz de hata ediyoruz. Ama hatalarımız, bugün yanlışlıkla, ya da sosyolojik anlamıyla ‘cemaat’ denen ve aslında Resulüllah’ın tanımıyla çoğu birer fırka olan oluşumlar içinden bakarak düzeltilemez.
Biz Gazzalî’nin ölçüsüyle hareket ediyoruz. Onun ilim yolculuğunun sonunda ulaştığı ölçüyü defalarca tekrarlamaya değer. El-Münkiz’de diyor ki, (bizim üstadımızdır, bizim meşrebimizdir diye söylediklerini mutlak doğru bildiklerimizi) taklit çukurundan kurtulup sorgulama zirvesine ulaşınca anlamaya başladım’. Hakikat arayıcısı bu ölçüyü asla göz ardı etmemelidir. Saygı ayrı şeydir, onun ifadesiyle istifsar/sorgulama ayrı şeydir.
Bizlerin Allah için yapmış olma kaydıyla, İslam adına bunca emek ve mesai sarf eden kişilerin, oluşumların/grupların yanlış gördüğümüz düşünce ve kabullerini söyleme...