İslam’ın saygı ve edep anlayışı medeniyetin oluşma sürecinde incelerek devam etmiş, çok detaylarda bile kendini gösterir hale gelmiştir. Özellikle ilme verilen değer sebebiyle, ilimle ilgisi olan her şeye karşı da bir edep anlayışı doğmuş. Bu anlayış Hz. Ali’ye nispet edilen “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” sözünde somutlaşır. İlmin/bilginin aletleri olan kaleme ve kâğıda karşı özel bir saygı ve edep anlayışı gelişmiş. Derler ki, Ebu Hanife kâğıt üretilen atölyeye karşı ayaklarını uzatıp yatmazmış. Bizim çocukluğumuzda bile yere düşen kâğıtları bize toplatırlardı. Rahmetli babamın her gün okuduğu on iki farklı takvim kâğıdını muhafaza ettiği bir torbası vardı. Yere düşmesinler diye biriktirir sonunda yakardı.
Eski kitaplarda hadis/ilim yazımı adabı anlatırken kalem yongalarının yerlere atılmaması, toplanıp ayakaltına düşmeyecek bir yere konması öğretilirmiş. Üniversiteye başladığımda diğer fakültelerle ortak derslerimizde öğrencilerin kitaplarını sandalyelerine koyup üzerlerine...