İstişareden söz ettik. Ehli ile istişare yapılıyor olmadığında neler olabilir? En kestirme ifadesiyle şeyh takdis edilip ilahlaştırılır ve gerçek mürşit olmayan şeyhler de bundan memnun olurlar. Asıl mürşitler ise istişareyi severler.
Bir hatıramı anlatmak istiyorum; Yetmiş Dokuzda mastır için Mekke’de idim. Mehmed Zahid Kotku Efendi oraya gelmiş ve eski Karayolları Genel Müdürü Orhan Batı’nın evinde kalıyordu. Sohbet esnasında Orhan Batı Bey, o tok sesiyle bir şeyler anlatıyor ve Zahid Efendi’ye dönüp, ‘öyle değil mi efendim’ diye söylediklerini onaylattırıyordu. O zamanki tasavvuf anlayışımla onun bu tavrını kınıyor ve bir su-i edep sayıyordum. Çünkü şeyh her şeyi bilmez mi ki, ona adeta akıl veriyorsunuz. Ama sonradan doğru olanın bu olduğunu anladım. O da bundan memnun oluyordu.
Resulüllah (sa) kendisini övgüde aşırı gidenleri uyarmış ve ‘siz de beni Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’ya yaptıkları gibi övgüde abartmayın.Ben Allah’ın kuluyum bana Allah’ın kulu ve resulü deyin’ buyurmuştu.