Faruk Başer Yeni Şafak Gazetesi

Tasavvuf, tevil ve felsefe

Tasavvuf ilk başta olduğu gibi, takva, zühd, nefs tezkiyesi, ahlak ve duygu eğitimi olmaktan çıkar, Kitabın ve Sünnetin sınırlarını zorlarsa ya batıni tevillere ya da felsefeye kayar.

18 Aralık 2020 | 276 okunma

Tasavvuf ilk başta olduğu gibi, takva, zühd, nefs tezkiyesi, ahlak ve duygu eğitimi olmaktan çıkar, Kitabın ve Sünnetin sınırlarını zorlarsa ya batıni tevillere ya da felsefeye kayar. Bu da ucu bucağı olmayan tehlikeli bir deryaya dalmak demektir, sahili selameti de yoktur. Kendi muhayyile dünyalarında ‘Tanrı’nın, dinin ve varlığın kendilerince açıklamalarını yaparlar. Karanlık bir dünya olduğu için de hiçbirinin tevili ve felsefesi öbürüne benzemez. Hepsi hayal mahsulü bablar, makamlar, mertebeler ihdas ederler. Bu felsefede İslam’dan bazı figürler bulunabileceği gibi eski Hint ve Fars düşüncelerinden, hatta kadim Yunan felsefesinden de bolca malzeme bulunur. Bildiğimiz felsefe buna göre çok daha tutarlıdır. Çünkü o sadece aklı rehber alır. Bu ise tevilin ve zannın envaını kullanır. Oysa Allah müşriklerden bahsederken, ‘onlar sırf zanna ve gönüllerinin arzularına uyarlar. Zan ise hak adına hiçbir şey ifade etmez’ buyurur. Böyle olunca ayetleri uçuk tevillerle kendi zanlarına göre yorumlarlar, hadislerde ise buna bile gerek duymadan her arzuya göre uydurulmuş sözler bulabilir ve onlara tutunurlar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 289 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 293 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 362 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 821 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 358 Okunma