Tasavvufla ilgili yazılarımızın geri dönüşlerinden yazıların maksadına ulaştığı anlaşılıyor. Kısaca yapmak istediğimiz şey tasavvuf düşmanlığı değil. Çünkü kategorik olarak tasavvufa düşmanlık etmenin tasavvufu da İslam’ı da anlamamak olduğunu hep söylüyoruz. Karşı olduğumuz bazı tarikatların tasavvufun gücünü kullanarak insanları sömürmesi, akletmelerine engel olması, İslam’ın muhkem nasları dururken uydurma sözlere tutunarak batıni garabetlere ve bidatlere tutunmaları, takdis etmeleri ve edilmeleridir.
Tasavvuf bir yaşama biçimidir. Sahabe efendilerimizin de hepsi aynı mizaç ve karakterde değildi. Suheyb er-Rumi gibi abid ve zahidlerin yanında Ömer (ra) gibi ‘bir vadiye girdiğinde şeytanın kaçıp başka bir vadiye girdiği’ celalli insanlar da vardı. O halde insanların hep aynı şeyleri yapmalarını beklemek tabiatı anlamamak olur.